CHP belediyelerine operasyonlara ve kayyum atamalarına paralel medya operasyonlarıyla ve Meclis’te yine medyaya yönelik bekleyen iki yasa önerisiyle cumhurbaşkanı seçim kampanyasını Saray başlattı. Adaylığını “kankası” bir türkücüye açıkladı. Mersin AKP kongresinde de resmen 2028 seçimlerini başlattı, 50 artı 1 dedi.

Seçim zamanında yapılırsa adaylığını zaten koyamaz.

Meclis’i kendisi feshederse de koyamaz.

Tek seçenek Meclis’in seçimi öne alması. O takdirde aday olacak.

Cumhurbaşkanının görev süresi 14 Mayıs 2028’e kadar. Normal seçim tarihi.

Meclis yenileme kararı alırsa seçim karardan itibaren 60 gün sonra yapılacak demektir.

Yenileme kararı 2027 Ağustos’unda alınırsa ekim, kasımda hem cumhurbaşkanı hem parlamento seçimleri yapılır.

Tabii 2028 ocağında da alınabilir, o zaman martta. AKP’de eğilim 2027’de ekim gibi seçim yapmak.

ANAYASA DEĞİŞİR Mİ?

Tabii bu yazdıklarım normal koşullarda ve bu anayasa ile yapılacak takvimi içeriyor.

Anayasa değişir mi, DEM’in de desteğiyle 360 milletvekilini bulurlar ve ülkeyi referanduma götürebilirler mi?

Tamamen siyasi gelişmelere bağlı.

O takdirde nasıl bir anayasa ile seçime gidileceği bir sır.

Yeni anayasa AKP’nin kasasında duruyor.

DEM ile uzlaşma olursa değişiklikleri yaparlar ve referanduma götürürler.

Apo’yu da seçim meydanlarında görür müyüz bilmiyorum!

Referandum süreci uzar. Milletin reddetme olasılığı da vardır. Sonra hemen genel seçimler. Milletin derdi referandum ve cumhurbaşkanını yeniden göreve getirecek süreç olur mu, sanmam.

Ama cumhurbaşkanı sanki var olan anayasa ile seçime gitmeye hazırlanıyor gibi.

SANKİ ÖLÜM KALIM MESELESİ

Daha önce yazdığım gibi baskının yoğun, adaletsizliklerin diz boyu, haksız davaların alabildiğine, ifade özgürlüklerinin iyice kısıtlandığı, CHP’lileri yalnız bırakacak bir politikanın meydanlarda at koşturduğu hatta pek çok CHP siyasetçisinin içeri atılacağı bir sürece giriyor olabiliriz (terbiyelice söylüyorum). İktidar seçimi almayı bir ölüm kalım meselesi olarak görüyor. Gözü kara gidecektir ve Mersin kongresinde sanki bunun işareti verilmiştir. DEM ve İmralı’nın derd Eğer AKP ile bir anlaşma sağlarlarsa DEM ve İmralı için ülkenin demokrasi ve özgürlüklerin sınırlarının genişletildiği bir ülke olması durumu ne kadar umurlarında olur bilemem. Kürt Meselesinde iktidarın vereceği bazı tavizleri (ne olduğunu bilmiyoruz) ileri bir kazanç olarak göreceklerdir (büyük olasılıkla).

Ama sonrası?

Ama sonrasını ülkeyi bütün olarak görecek bir Türkiye partisinin meselesi olacaktır. Kendi kısmi kazançları mı, ülkenin geleceği mi?

Bu da bir bilinmez.

CHP VE ‘PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİ’

CHP kürsüden nutuklar atarak hiçbir yere varamaz.

El yükseltmeli ve yüksek siyasete soyunmalıdır.

Yani parti, içine girdiğimiz yeni sürecin farkında mı? Ciddi ve büyük bir “paradigma değişikliği”ne parti hazır mı?

Buradan pek öyle görünmüyor.

Şimdilik!